Sabah bu gerçeği bilerek ve hiç istemeyerek ayaklarımı sürüye sürüye kalktığım yatağımı toplamadım....
Pijama, sabahlık, kapalı perdeler, yağmurlu bir hava, solgun bir yüz, hiç çalmayan telefon, kıpırdamamak isteği gibi günlük dinamiklere sahibim bugün....( zenginlik bu olsa gerek ! )
İstemediğim ve hayal etmediğim bir şekilde asosyal olan ruhum, tüm kemirgenler alemiyle yarışır gibi içimi, aklımı deşmekle meşgulken ve şu an hayatımda, bugün bu odada ki tek renkli şey olan porselen, üzerinde kelebekler, saksıda çiçekler olan çay kupamdan bile medet umar haldeyim...
Kalabalıkta eğreti kalıp, yalnızken kalabalıklara karışamamanın verdiği hüzün de nerden çıkıyor bilmem?
Bir kitap açsam başkası olsam......
Ya da çıksam yeşili görsem...
Belki temizlik kızgınca, inadına, ellerimi acıta acıta..Sanki o mis temizlik kokusunu duyunca uyuşacakmış gibi aklımdaki sızıntı....
Hepsine boşverip gitsem yeşile doğru .....
( ki bakınız Can YÜCEL yine bilip,süpürmüş içimizi )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Buyurunuz...